Türk gölge oyunu (Karagöz) geleneksel sanatlarımız arasında çok önemli yer tutar. İçinde el sanatları (Tasvir yapımcılığı), tiyatro, şiir, tasavvuf edebiyatı, halk edebiyatı, müzik (sanat, halk müziği, kanto, polka vs.), bütün folklor gösterileri (çengi, zeybek, Kafkas, horon ve diğer halk oyunları) gereken yerde ve zamanda perdede yer alır. Anlaşılacağı üzere bütün bu saydıklarımızı tam uygulamak yetenek, eğitim, çok zorlu ve uzun bir çalışma gerektirir. Geçmişte (Karagöz) oynatmaya aday olanlar bir ustanın yanına çırak olarak girer, zamanla başarı gösterirlerse yardak (kalfa) olurlardı. Usta olmak isteyenler resmi memur olan Karagözcüler kahyası ve tanınmış ustalardan oluşan bir değerlendirme kurulu ve izleyici topluluğu karşısında tam bir oyun sunarlar, sınav heyetinde yeterli görülürlerse Karagözcüler kahyası tarafından peştamal kuşanırlardı. Bu çok uzun ve zorlu bir süre.ti. Her zaman başarıyı getirmeyebilirdi. Ve Karagözcü ancak peştemal kuşandıktan sonra Karagöz oynatma izni verilirdi. Cumhuriyetimizin kuruluşu ile modern hayata geçtikten sonra yukarıda saydığımız yöntemlerle Karagözü öğrenmek ve tam anlamı ile kusursuz sunmak hemen hemen imkânsız olmuştur. Karagöz oynatımı ve tasvir yapımı konusunda yazılanlar, basılan bazı kitaplar teknik bilgi vermekten çok gölge oyunumuzun tarihi, yayılım yolları ve menşei hakkında neticeye varmaya çalışmışlardır. Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Ankara ve Bursa’da UNİMA’nın (Milletlerarası Kukla ve Gölge Oyunu Birliği) açtığı, tamamına öğretim görevlisi olarak katıldığım, Karagöz kursları zaman ve uygulama yetersizliği sebebi ile çok az faydalı olabilmiştir. Netice olarak Türk Gölge oyunumuz Karagözümüzü tüm teknik, usul ve kuralları ile ortaya koyan bir esere gereksinim olduğu ortadadır. Büyük Karagöz ustaları bu sanatın kural ve yöntemlerini belirlemişler ve günümüze Ragıp Tuğtekin hocamız eli ile ulaştırmışlardır. Bu bilgilere erişmeye başladığım günden itibaren öğrendiğim her şeyi yazmaya, incelemeye ve (çok kere) denemeye çalıştım.
50 yılı aşan bir süredir devam eden çabalarımdan sonra Türk Gölge oyunu Karagöz’ü öğrenmek isteyenlerin başvuracağı bu kaynak kitap ortaya çıktı. Karagözümüzün tasvir yapımı ve oynatım kural ve yöntemlerini bu kitapta toplayabilmekten mutlu, sevinçli, gururluyum. Ancak bu kural ve yöntemleri uyguladığımızda değeri ve ayrıcalığı ortaya çıkan Karagöz’de, “bütün şahıslar, eşyalar ve diğer tüm görüntüler stilizedir” (Haldun Taner 1974 – Odakule) perdede “mantık ve etik esastır”. (Nurettin Sevin, 1969) Karikatürize değildir. Her olaya pembe g.zlükle bakar. Her konutu işlemeye, her tür müziğe açıktır. Hayâlinin bilgi ve yeteneği ile orantılı olarak başarı şansı artar. Bakanlık, UNİMA ve bizim çabalarımızla Karagöze ilgi oluşturmaktadır. “Karagöz’ün Kuralları”nın bu ilginin oturmasına katkı sağlayacağını umuyorum. Bu kitabın, “İçindekiler” sayfalarını takip ederek talimatları uygulayan herkesin Karagöz
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.